• SOBE VAKFI
  • ‘Dünyamız yeniden aydınlandı’
  • SOBE VAKFI
  • ‘Dünyamız yeniden aydınlandı’

Doğru, sistematik ve bu işe gönlünü vermiş insanların vermiş olduğu yoğun eğitimin yanında gerçek ilgili aile ve zamanın otizmli mücadelede büyük önemi olduğunu belirten otizmli bireyi olan bir aile, karanlık dünyalarında ışıklarının daha da arttığını söylüyor 

Üç kişilik küçük bir aile… Ailenin en küçük bireyi o ailenin en değerlisi, biricik oğulları. Biraz kuvvetli yapısı ve kendisine benzemesi nedeniyle babası ona ‘bambam’ diye hitap ediyor. 2014 yılında dünyaya gelen bambam, anne ve babasına farklı zamanlarda farklı duyguları yaşatsa da bu duyguların kesişim noktası annelik ve babalık olmuş. Bambamın, belli bir yaşa gelince uykusuzluk, huysuzluk gibi özelliklerin yanında fiziki hareketlerinde de bazı olağan dışı durumları fark edince aile hemen doktora başvurup durumu anlamaya çalışıyor. Telaş yapılacak bir durumun olmadığı belirtiliyor. Ancak ne yazık ki gün geçtikçe yavrucağın yaşı büyüse de anormal davranışlar ediniyor, kendi içine kapanıyor ve iletişimi kesmeye başlıyordu. Bu durum karşısında endişeleri iyiden iyiye artan aile, çocuklarını Ankara’da çocuk doktoruna götürmeye karar verdi. Sonrasında ise yapılan tetkikler neticesinde bambamın yüzde 80-90 civarında atiptik otizm olabileceği söylendi.  Evlatlarına konulan ilk teşhisin ardından yaşadıklarını baba şu şekilde anlatıyor: Otizm neydi, atipik demek ne demekti, bu oran neyi ifade ediyordu açıkcası hiç birşey bilmiyorduk. Eşimle ben sözde akademik kariyeri olan kişiler olarak kendimizi değerlendiriyorduk ama o zaman anladık ki bu konularla ilgili hiç kendimizi geliştirmemiştik. İnternet üzerinden yaptığımız hızlı bir araştırma sonucunda hastanede ayaklarımın tutmadığı hissettim ve eşimin gözyaşlarını hala unutamadım. Bizim biricik yavrumuz, canımızın içinin farklı bir dünyada yaşadığını öğrenmiştik. Atipik otizm % 80-90 oranını duyunca en çok sevdiğim ders olan matematiğe ve sayısal verilere lanet okuduğumu hissettim. Bundan sonraki kısmı ifade edebilmem için bir yarım saat kadar nefes almam gerektiğini düşünüyorum. Aradan neredeyse 2,5 yıl geçmesine rağmen hala o an hissettiklerimi düşününce nefes alamadığımı fark ediyorum. Eşimle birlikte tek düşünebildiğimiz bir umut... Ertesi gün işimiz gereği Kıbrıs'a dönmüştük. Dönmüştük ama dönen kişiler eski anne ve baba olan bizler olduğunu sanmıyorum. Artık kaybedilecek zaman yoktu ve oğlumuz için geçen her boş zaman ona ihanet etmek gibiydi. Eşimle birlikte bunu yapmamalıydık. Öncelikle evladımızdı ve sonra topluma kazandırılması gereken bir bireydi. Bu işte ben, eşim ve oğlum vardı sadece ve kaybedilecek zamanda yoktu. İnternet araştırmalarım sonucunda eğitimle bazı şeylerin düzelebileceğine inancımız artı ve zaman kaybetmeden Kıbrıs'ta eğitim veren kurumlara eşimle birlikte baktık. Gazimağusa Özel Eğitim Merkezini bulmuştuk. Görüşmek için eşimle gittiğimizde rehberlikten sorumlu bayan tarafından kontenjanlarının dolu olduğunu öğrendik ve çaresiz kaldığımızı hissettik. Özellikle eşim göz yaşlarını tutamıyordu. Okulu terk ederken müdür beyle karşılaştık, ağlamaklı halde odasına girdik ve iki öğretmenin yeni başlayacağını, beş gün boyunca olmasa da sınırlı gün eğitim verebileceklerini öğrendik. Herhalde minik ailemizin kaderinin değiştiği ve üzerimize gelen karanlık bulutlardaki küçücük, belli belirsiz ışığı ailece fark ettiğimiz an, o andır. 

OĞLUMUZU FARKLI BİR DÜNYADAN KENDİ DÜNYAMIZA ÇEKTİK

Bambam haftada 10 saate kadar eğitim alıyordu ve özellikle eşimin yoğun çabası sonucunda gelişmeleri gözlemleyebiliyorduk. Oğlumuzun eğitimini haftada 32 saate çıkarmaya yönelik şartlarımızı eşimle birlikte zorladık ve eşimle birlikte kararlı duruşumuz sayesinde büyük gelişmeler katettik. Artık bambam farklı bir dünyada yaşamıyordu. Eğitimciler ve bizim yoğun çabamız sayesinde bilinmeyen veya bizim anlamadığımız dünyada yaşayan oğlumun kolundan sıkıca tutup yanımıza çekmede büyük yol aldık. Başka çocuklar için küçük ve değersiz olan adımların bizim için çok büyük ve değerli olduğunu fark ettik. Sonuçta oğlum otizmli olmayı kendisi istemedi, bu durumdan da mutlu olduğunu düşünmüyorum. Belki maçın ilk yarısını otizm kazanmıştı ancak gayretlerimiz sonrasında ikinci yarıda eşitliği sağlamamıştık ve uzatmalar oynama şansımız olmuştu. Kıbrıs'taki iş süremi tamamlamayı müteakip 2018 yılının Ağustos ayında Konya'ya taşındık. SOBE'ye müracaat ettik. Sınırlı sayıda öğrenciye eğitim verilebildiği için belirli bir süre beklemek zorunda kaldık.  Oğlunun davranış problemlerinin çokluğu nedeniyle hangisini anlatacağını bilemeyen baba, çocuğuyla ilgili yaşadığı sorunları, evladındaki davranış bozuklukları ve bunun karşısındaki çaresizliklerini anlattıktan sonra umutlarını hiçbir şekilde kaybetmediklerini dile getirdi.  Otizmin temelinde iletişim probleminin olduğunu belirten Bambam’ın babası, “Peki otizmli birey/evlat aile ile iletişime geçiyor mudur? Belki şaşırtıcı olacak ama evet. Doğru eğitim ile iletişime geçiyor. Bizim bambam kendi dünyasında yaşarken sadece ağlamasından acıktığını, altını pisletmesinden tuvalet ihtiyacını biliyorduk. Biz onun için ne anlam ifade ediyorduk ki? O bizimle iletişime geçmiyordu. Ya da nasıl geçeceğini bilmiyordu. Ben babamıydım, eşim annemiydi. Bizim bu soruya tek cevabımız vardı "Bilmiyoruz" "Bilemiyoruz" " Galiba anne ve babayız"

‘OĞLUMUN BABA DEYİŞİNİN İFADE ETTİĞİ MUTLULUK ANLATILAMAZ’

Aile olarak bu işin çözümünün eğitim olduğunu anladıklarını dile getiren baba, “Sonuç ortada, en azından bambam arada baba diye sesleniyor, yüzüme gülümsüyor, isteklerini sınırlı da olsa ifade edebiliyor. Bunun yaşattığı mutluluğun kelime karşılığı şimdiye kadar hiçbir lügatte yazılmadı. Kısacası normal eğitim sisteminde öğretmen sadece kişinin eğitim seviyesine katkı sağlıyor ancak özel eğitimde durum farklı. Resmen özel eğitimci bir insanı yeniden inşa ediyor. Bambamın eğitimine başladığımız nokta ile şu anki nokta arasındaki gelişim düzeyine baktığımızda uçurum var. Artık daha çok umudumuz var, oğlumuzdan beklentimiz en üst düzeyde. Eğitim onun ayrılmaz bir parçası. Şimdiye kadar ki öğretmenlerimizin hakkını her halde ödeyemeyiz. Bambam karanlığa doğru bilinmeyene süratle sürüklenirken, eğitim sayesinde öncelikle elini tutmayı başardık şimdi ise güneşe doğru uzanışını izlemekteyiz” diyor.

‘SOBE’YE GELDİKTEN SONRA HAYATIMIZ DAHA DA DEĞİŞTİ’

SOBE’yle tanışma süreçlerini ve Bambam’ın SOBE’ye gelişini de anlatan baba, “Konya'ya geldiğimizde süratle eğitime başlamak istedik. Ancak SOBE'de boşta öğrenci kontenjanı yoktu. İlk olarak adı bilinen ve yaklaşık 500-600 civarında öğrencisi bulunan özel rehabilitasyon merkezinde eğitime başladık. Umudumuzu hiç kaybetmemiştik ve oğlumun en verimli yaşlarında bir gün dahil boş ve eğitimsiz gün geçirmek istemiyorduk. SOBE'yi aradım. Haziran 2018 tarihinde internet üzerinden başvuru yapmıştım ancak kontenjanları dolu olduğu için almamışlardı. Prensipleri belliydi. Kim olursanız olun sırası gelen öğrenci velisini arıyorlardı. Güzel bir şeydi ancak oğlumun zamanı kendini öğretmen ve özel eğitim kurumu sanan ancak çocuklarımızı sadece para kaynağı olarak gören kurumun elinde harcanıyordu. SOBE'nin öğrenci alımını yapan hanımfendiyi kaç kez aradığımı hatırlamıyorum. Bir ara eşimden daha çok SOBE'yle konuştuğumu fark ettim. Neyse ki aradan 4 ay geçtikten sonra değerlendirmeye aldılar ve Bambam'ın SOBE hayatı başlamıştı” dedi. 

AİLELERE UMUDUNUZU KAYBETMEYİN TAVSİYESİ

Otizmli çocuklara sahip ailelere tavsiyelerde bulunan Bambam’ın ailesi, “Otizmli evlatlara sahip olmak bir utanç kaynağı değildir. Çocuğunuzla ilgili yaşı ne olursa olsun anormal davranışları söz konusu ise zaman kaybetmeden birden fazla doktorla görüşün, her doktorun söylediğini doğru olarak kabul etmeyin. Bazı doktorlar otizmli bireyler iyileşmez, değişmez, bunlar engelli şeklinde tabirlerde bulunmaktadır. Bunların doğruluğuna inanmayın, umudunuzu kaybetmeyin. Doğru eğitimle doğru çalışma programı ile çocuğunuzdaki değişiklikleri göreceksiniz. Çocuğunuz eğitim aldığı için mi gelişiyor yoksa yaşı ilerlediği için mi? sorusunu düşününüz. Bu soruyu sürekli sorup çocuğunuz ve eğitimini takip edin. İşi ehline emanet etmeniz gelişimi takip etmeyeceğiniz anlamına gelmez. Çocuğunuzun eğitimi bilimsel verilerle takip edin. Ders bitişinde eğiticilerin "Bugün süperdi, harikaydı" gibi bilimsel sonucu olmayan sadece sözde kalabilecek şeylere inanmayın (Bilimsel çalışma konusunda SOBE'nin çalışma seviyesi üst düzeydedir. Prof. Dr. Binyamin Birkan hocanın eğiticilere yönelik şöyle bir söylemi olduğunu biliyorum; "Bana lafla değil takip çizelgeleriyle gelişimi gösterin" ) Yıllık Bireyselleştirilmiş Eğitim Programını, bu programdaki başlangıç seviyesi ve gelinen seviyeyi takip edin. Çocuğunuzun otizmli olmayı kendi seçmedi. O yüzden sanki çocuğunuzun suçuymuş gibi davranışlardan uzak durun. Bir eğiticinin özel eğitim veya zihinsel engelliler bölümünü bitirmesi, bu işte çok iyi olduğu anlamına gelmez. Unutmayın ki eğiticilerinde yetiştirilmesi gerekir. Bu sebeple eğitim direktörü dediğimiz mekanizması bulunan kurumları seçin. Eğitim sürecinde bir mucize beklemeyin, ancak kuralları titizlikle takip edin.  Çocuk eğitiminde birilerinden yardım bekleyerek zamanınızı boşa harcamayın. Kural belli " doğru, bilimsel ve aile destekli yoğun eğitim” cümleleriyle otizmli bireyleri olan aileler tavsiyelerini sıraladı. 

SOBE, HAYATIMIZIN DÖNÜM NOKTASI OLDU

SOBE ve bu alanda yaptığı yatırımla otizmli ailelere yönelik önemli bir açığı kapatan Selçuklu Belediyesi’ne yönelik fikirlerini sorduğumuz Bambam’ın ailesi cevaben, “SOBE hayatımızdaki dönüm noktalarından biridir. Ekip çalışması, bambamımıza verilen değer ve eğitim sistemi örnek seviyede olduğunu eşimle birlikte düşünmekteyiz. Oğlum 4 aydır eğitim almakta ve uygulanan ABA programı sayesinde şimdiden umudumuz 2-3 katına çıktı. Öğretmenimiz, eğitim direktörü Prof. Dr.  Binyamin Birkan ve Necmettin Erbakan Üniversitesinde görevli öğretim elemanları başta olmak üzere, idari personel ve SOBE'yi hayata geçiren mütevelli heyeti dahil bu projede katkısı olan herkese sonsuz şükranlarımızı iletiyoruz. Bizim varoluş mücadelemizde bize verdikleri katkıları ifade edecek kelime bulamıyoruz. Ancak aldığımız eğitim süresi ne yazık ki yeterli değil. Özel eğitim maalesef maddi zorluklara sebep olmaktadır. Her ne kadar maddi durumumuzu sonuna kadar zorlasak da, SOBE tarafından sınırlı destek alsak da yeterli süre eğitim alamamaktayız. SOBE bir vakıf ve vakıflar üyelerinden aldıkları aidat ve bağışlar ile hizmet verebilmektedir. Acil bağış yapacak insanlara ihtiyaç duymaktayız. Konyamızda çok şükür yeteri kadar cami, okul, ilim ve bilim merkezi bulunmaktadır. Ancak yeterli seviyede özel eğitim veren kurum bulunmamaktadır. Sadece SOBE vardır. Ya da SOBE'miz. Hangi deyim kullağa hoş gelirse. Bu Konyamızın, kısacası hepimizin kurumu. Toplumumuzda halka hizmet için binalar yaparız ve yaptıran kişinin adını veririz. Ancak şöyle bir atasözümüzü unutmayalım. "Sağ elin verdiğini sol elin görmesin". SOBE'ye yardım edildiğinde adınız bir yerlere yazılmayacak veya bir yerlere isminiz verilmeyecektir. Bizim aile olarak isimsiz yardımseverlere ihtiyacımız var. Her yardımın bir çocuğu daha topluma katılması olduğunu unutmayalım. Yardım ettiğiniz çocukların gizli kahramanı olacağınızı unutmayın. SOBE'nin kuruluş macerasını veya destek olanların adlarını bilmiyoruz. Onlar sonuçta bizim için gizli kahramanlar. Zaten dinimizde bunu emretmez mi? Sadece adını duyduğumuz ve sürekli SOBE'de her etkinlikte eşimle birlikte gördüğümüz için tüm SOBE'ye destek verenlere atıfta olacak şekilde Selçuklu Belediyesi ve Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Uğur İbrahim Altay'a teşekkür ediyoruz” dedi.