• SOBE VAKFI
  • Ev Ortamında Davranış Stratejilerinin Kullanımı / BÖLÜM 3
  • SOBE VAKFI
  • Ev Ortamında Davranış Stratejilerinin Kullanımı / BÖLÜM 3

Dört bölümden oluşan yazı dizimizin 3’cü bölmüne gelmiş bulunmaktayız. Yazı dizimizin amacı, yaşam örüntüsünün büyük bölümünü ev ortamında geçiren otizmli çocukların davranış sorunlarını belirleme, davranışın işlevini anlama ve kontrol altına tutma stratejileri konusunda ebeveyleri bilgilendirmekdir. Ancak yazı dizisi eğitmenler ve çocuğuyla davranış sorunu yaşayan her aile için faydalı olabilir.

 

İşlevi Kaçmak Olan Davranışı Önleme ve/veya Yerine Yenisini Koyma

Eğer çocuğun kaçma-motivasyonlu davranışları sayıca çok oluyorsa, çalıştığı masada, insanlarla, binada ve/veya sınıfta pekiştirmeyi artırabilmenin yollarını düşünün. Çocuğunuz çalışma alanına gelirken onun gönlünü çelecek tablet bilgisayar, yumuşak şeker, dönen oyuncaklar, bu alanı pekiştirmeyle eşlemekte ilk adım olarak düşünülebilir. Unutmayın ki zamanınızın % 95’ini problem davranışı önlemekle geçirmelisiniz.

Eğer çocuğunuz beceriden ve etkinliklerden kaçmak için çeşitli davranışlar kullanıyorsa, problem davranışlar gerçekleşmeden önce bütün talepleri iyice düşürmek ve bu suretle davranışı önlemek veya indirgemek çok önemlidir.

Çocuğunuzdan yap-boz tamamlamasını istediğinizde bunun öfke nöbetine neden olduğunu gözlemlerseniz, bir dahaki sefere yapacağınız denemede yap-boza sadece bir parça koymasını isteyin. Eğer paltosunu asmak istemiyorsa, gelecek sefere ondan paltosunu çıkarıp sizin elinize vermesini isteyebilirsiniz. Veya şimdilik hedefinizi, ayakkabının tamamını giymesi yerine ona ayakkabısının cırtını açtırmak şeklinde belirleyebilirsiniz.

Hedefinizi çok yukarıda tutmayın, çünkü öyle olursa kaçındığınız bir davranışı tetikleyebilir. Çocuğunuz kendinden bekleneni karşılayıp rahatladıkça daha da fazlasını yapacaktır.

Burada mesele siz taleplerinizin miktarını yavaş yavaş artırırken, onun “çalıştığının” dahi farkında olmamasıdır.

Bu işlevde yerine başka şey koyma davranışı içinde şunlar yer alır; çocuğa “ara” istemeyi öğretmek, iş çok zorsa yardım istemeyi öğretmek veya öfke nöbetine girmek yerine hepsinin bittiğini işaret etmek.

Sözel Davranış yaklaşımında, öğretme esnasında “ara” vermeyi bol bol kullanmayız, çünkü çocuktan istediğimiz şey onun bizimle olmak istemesi, yani masada veya çalışma alanında bizimle beraber olmak istemesidir. Ancak çocuk iriceyse ve/veya problem davranışları çok aşırı seviyede seyredebiliyorsa, en iyi seçenek çocuğa “ara” veya “dur” demeyi ya da işaret etmeyi öğretmek olacaktır.

 

Davranış Oluştuğunda İşlevi Kaçmak İse Ne Yapmak Gerekir?

Deneyimlerime göre kaçma davranışları, verilen iş çok zor olduğunda veya pekiştireçin gücü çok az olduğunda ortaya çıkmaktadır. Çocuğun beceri seviyesinde çalıştıkça, onun için neyin çok zor olduğunu veya pekiştireçlerinizin yeterince güçlü olup olmadığını anlayıp ayarlamanız mümkün olacaktır.

Ancak yönerge (“yap-bozun bir parçasını yerleştir” vb.) verdikten sonra bunu hemen bir öfke nöbeti takip ediyorsa, talebinizi koruyup devam ettirmeniz gerekir ve yapabiliyorsanız çocuğunuza beceriyi yerine getirmesi için fiziksel yardımda da bulunmalısınız. Uygun olan her zamanda, onu razı edebileceğiniz talepler oluşturun. “Merhaba de,” şeklinde bir talep yerine “El salla” deyin. Böylece razı olmak istemeyip öfke nöbetine girerse, onun elini sallamasına yardımcı olmanız, ardından da pekiştirmeniz mümkün olacaktır (tabii ki pekiştirmeden önce en az beş saniye iyi davranışı beklemelisiniz). Çocuğunuzun talebi tamamlamasına yardım etmeye “ipucu verme” diyoruz. Çocuğunuzla programınızı başlatıyorken kendinizi mecbur tutmanız gereken şey, razı olmaması ihtimaline karşı, ipucu verilebilen talepler oluşturmanızdır.

Genellikle, “yap-bozu tamamla”, “alkış yap”, “elmayı eşle” gibi motor hareketleri içeren yönergeler verildiğinde ipucu vermek kolaydır. Çocuğa bir şey söyle demek, hele de konuşma kolay gelen bir beceri değilse, hemen hemen her seferinde kaybedeceğiniz bir savaştır, çünkü birini bir şey söyletmeye zorlamak olanaksızdır. Çocuğa ipucu verdikten sonra, problem davranışın niye oluştuğunu düşünmeniz gerekir. Her öfke nöbetinden sonra geri dönük düşünüp nerede yanlış yaptığınızı etraflıca analiz etmelisiniz. Bazı durumlarda çocuklara fiziksel ipucu vermek, özellikle de güç gerektiriyorsa, mümkün olmaz veya tavsiye edilmez. Öyleyse, eğer Tarık kendini yere atmışsa ve kilogram ağırlığı 45 ise, onu ayağa kaldırmanız veya masaya taşımanız tavsiye edilmez. Sizin ya da çocuğun zarar görme tehlikesi varsa, çocuğa fiziksel ipucu vermeniz tavsiye edilmez. Ayrıca bazı okullarda ve yerleştirmelerde, eşit veya karşı baskıdan daha fazlasını içeren her çekme hareketi kısıtlayıcı olarak kabul edilmektedir. Eğer çocuğu taşımanızı veya ipucu vermenizi gerektiren bir durumdaysanız, sadece talebi devam ettirin, sakin bir sesle yönergeyi defalarca tekrar edin ve çocuk razı olana kadar pekiştirmeye erişimini engelleyin.

Otizmli çocukların çoğu aynı anda her iki işlevi de barındırabilir (nesnelere erişim için problem davranış gösterme ve görevden kaçma). Örneğin çocuk tıpkı TV programını  kapatma ve masaya geçip çalışmak gibi, yapmaktan hoşlandığı şeylerden hoşlanmadığı şeylere geçiş yaparken sorun yaşayabilir. Özünde, çocuk kendini TV programı kapatıldığı için yere atmaktadır ve onu geri istemektedir (nesnelere erişmek), aynı zamanda masadaki işi yapmak istememektedir (kaçmak).

Eğer çocuğunuz geçişler sırasında problem davranış gösteriyorsa, en iyi strateji çocuğu geçişten önce hazırlamaktır. Çalışma zamanı olduğunun işaretini vermeyin ve televizyon programını kapatmayın (zira onun en sevdiği pekiştireç bu olabilir).

Bunun yerine, pekiştireci masaya getirmeniz veya çalışmayı ço- cuğa getirmeniz daha doğru olur, böylece siz televizyonu kapatana kadar (veya başka durumlarda elindeki oyuncağı alana kadar veya oynadığı yapbozu bırakana kadar) küçük taleplerle ve yavaş yavaş onunla rahat bir biçimde çalışırsınız. Bu süreç çocuğa pekiştireçten vazgeçebileceğini öğretir, çünkü aynı pekiştireç küçük miktarlarda ve gittikçe katlanarak tüm çalışma seansı boyunca ona tekrar sunulacaktır.

 

Bölüm 4’de görüşmek üzere...